İlk olarak Gökçeada olarak belirlediğimiz kamp yolculuğumuz sonradan Kabatepe güzelliklerinin duyulması ile değişti.
Gece saat 24:00 civarında yola çıktık. Gidiş yol planımız Marmaraereğlisi, Tekirdağ, İnceik, Malkara, Keşan, Evreşe, Bolayır, Gelibolu, Eceabat üzerinden Kabatepe şeklindeydi ve bu planımıza uyduk :)
Giderken gezi veya keşif amaçlı herhangi bir yerde durmadık fakat inecik te çay içmek için uğradığımız bir tesisdeki masaj koltukları baya hoşumuza gitti. Tavsiye ederim.
Kabatepe'ye gittiğimizde hava kapalı soğuk ve hafif yağmurluydu. İlk olarak çadırlarımızı kurduk ve bu yıl açılan ufak bir çay ocağında çayımızı içtik. Hepimizin morali çok bozuktu, hava çok kapalıydı.
Saat 12:00 a doğru kara bulutlar dağıldı ve güneş yüzünü gösterdi. Yaklaşık olarak 100 kişinin kamp yaptığını öğrendik. Kamp alanı olarak güzel bir sistemleri var. Bölüm bölüm ayrılmış kamp alanları var. Çadır başına 9 YTL ücret alınıyor. Elektrik ve mini buzdolabı isterseniz herbiri 3 YTL. Ayrıca tuvaletleri ve plaj duşuda var. Beykoz'dan gelen öğrenci topluluğunun bizi maç yapmaya çağırmasıyla deniz muhabbeti başladı :))
Önce o eşsiz kumsalda kıytırıktan bir maç yaptık ve kendimizi renginin güzelliğini tespit edemeğim egenin sularına attık. Okadar berrakki kamp yağtığınız yüksek tepelerden denizin dibini seçebiliyorsunuz. Tabiki benimde tavsiye edeceğim ve herkezin gitmeden bize tavsiye ettiği gibi biraz açılıp deniz gözlükleri ile deniz altını izlemeye gittik. Orada kendinizi belgesellerdeki gibi hissediyorsunuz. Bambaşka balık türleri, kayalıklar, deniz bitkilerinin seyrine doyulmuyor.
Denizden çıkıp yakında bulunan Kabatepe-Gökçeada feribot limanına gittik. O civarda birtek orada market tarzı biryer var. Marketden döndüğümüzde iraz dinlendik ve yine liseli arkadaşlarımız tarafından voleybol maçına çağırıldık. Bu sefer çok zevkli olacaktı çünkü beach voley in tadı bambaşkaydı :))
Yenilgiyle sonuçlanan bir 3 set sonunda 5 e tamamlama kararı alındı fakat yine yenildik :))))) Yaşlanıyor olabiliriz. Maçdan sonra maç esnasındaki esrarengiz osuruk kıvamındaki sesin Onur arkadaşımın şortunun yırtılma sesi olduğunu öğrendiğimizde gülmekten yerlere yattık :)) hiçde çaktırmamıştı.
Doğayla arada sırada capoeira yaptık, çok zevkliydi. Ne telefonlar nede digital fotoğraf makineleri Mustafa Abi'nin klasik fotoğraf makinesinin yerini alamamıştı çünkü şarjımız bitmişti ve onun makinasına muhtaç kaldık :))) oda bunun tadını çıkardı tabi. Hava kararırken mangalda yağtığımız sucuğun tadı halen daha damağımda. Hava tamamiyle karardığında bizim bulunduğumuz yerde ışık olmadığı için baya eğlendik. Yoldan geçenleri Onur'un korkutması geceye damgasını vurdu :)
Ne yazıkki sabah sert bir rüzgar ve yağmurla uyandık. Ama hiiiiç moralimiz bozuk değildi çünkü bir gün öncesi bize yettide arttı :) Hemen toparlanıp yola çıktık. Dönüş yol planımız Gelibolu, Bolayır, Şarköy, Mürefte, Kumbağa, Tekirdağ, Marmaraereğlisi, İstanbul şeklinde oldu. Gelibolu da meşhur peynir helvası yedik. Yani ben hariç herkez yedi :)) Şarköy'ün sahilini gezdik. İstanbul benzeri biryer. Henüz sezon açılmamasına rağmen kalabalık vardı. Mavi bayraklı sahile sahip güzel biryere benziyordu. Sonraki durağımız Mürefte deki Kuman şarap fabrikası oldu. Bizimle baya ilgilendiler ve o güzel şarapların tadına baktık.
Herkesin ısrarla yolun çok kötü olduğunu söylemesine rağmen yinede dağ yolunu seçtik. Eğer kendinize güvenmiyorsanız kesinlikle bu yolu seçmeyin. Yol gidiş geliş şeklinde refuj yok ve yardımcı yol tabelalarıda yok. Bir tarafınızda inanılmaz bir uşurum bir tarafınızda dağ var. Yaklaşık olarak 4-5 kilometre bu şekilde yol alıyorsunuz. Ama orada göreceğiniz manzarayı çok sayılı yerde görebileceğinizde cabası.
Kumbağa'yı geçtikten sonra yol düzeliyor. Hava kötü olduğu için sahillerde denize giremedik fakat mutlaka girmelisiniz çünkü bu çevrenin deniz tabiatı çok güzel. Tekirdağ'da ünlü Ali Baba köftecisinde yediğimiz Tekirdağ Köftesi'nden sonra direk İstanbul'a geldik. Rüya gibi bir hafta sonuydu. Ayrıca eylülde Mürefte de şarap şenlikleri yapılıyormuş. Ayrıca Mürefte'den 2 kilometre ötede Gaziköy yakınlarında yamaç paraşütü olanağı var. İşte gezimiz böyle sonuçlandı.
Gezi Esnasında Yaşanan Önemli Önemsiz Birkaç Olay
Onur'un unutulamayacak iğrenç espirilerinden (arabanın arkasında Doğa Onur Aybar):
m
-Abi şimdi bitane kedi varmış. Böyle çok magandaymış. Sonra zaman geçtikçe ona KROKET demişler. (espiri sonrası Doğa ve benim belli bir süre durmamız ve haykırışlarımız)
-Abi Ali varmış. O kadar dertli kederliymişki. Birgün babası ona tohum vermiş. Git bunları ek demiş. Bir türlü filizlenmemiş. Sonra tam ümidini yitirirken birden tohumlar açmış. Sonra o bitkiye brukali bitkisi demişler. Şimdi BROKOLİ (ardında Onur'a dalışmız :) )
Kamp Alanı:
Yukarıda da yazdım. Kamp ücreti çadır başı 9 YTL artık elektrik ve buzdolabı isterseniz herbiri 3 YTL. Bu fiyatlar gecelik. Tuvaletler ve duş ücretsiz. Kamp yeri tam olarak Kabatepe feribot iskelesinin yanı. Toplam 3000 kişilik çadır alanı bulunmakta. Hemen karşınızda Gökçeada görünüyor.
Şöförlerimizle Muhabbet :)))
-Ben: Mustafa Abi uykun yok dimi,
-Mustafa: Yok hayır.
-Ben: Tamam
-Ben: Cihangir kafanı arkaya yaslayarak kullanma arabayı uyursun,
-Cihangir: Ben hep öyle kullanıyorum,
-Ben: Olsun kullanma abi,
-Cihangir: Olm manyakmısın?
-Ben: Tamam :)
-Doğa: Buralarda höşmerim tatlısı varmış abi ondan yiyelim. (Buralar: Gelibolu)
-Onur: Evet abi ben 4 yıl gidip geldim yedim burda,
-Ben: Cihangir dur abi taksiciye soralım,
-Cihangir: Abi buralarda höşmerim yiyebileceğimiz neresi var,
-Taksici: Ohoo o burda değil Balıkesir'de olur burda peynir helvası var onu yiyin :)))
-Mustafa: Bu yolda da el frenini çeksen araba ne güzel kayar,
-Benim gözlerimiz kocaman olması,
-Arabayı süren Cihangir'in evet evet dur bi deniyim,
-Benim Ellerimi yüzüme kapatıp intaharın eşiğine gelmem :))))
Giderken Mutlaka Götürün:
Deniz gözlüğü,
Fener v.b. ışık verici şeyler, Onur sağolsun çadırımız pavyon gibiydi :))
Top,
İp,
Hamak :)
Kesinlikle şarjı pili veya herneyiyse bitmeyecek bir fotoğraf makinesi
Bir adet DOĞA
Detaylı Yol Harita İçin Burayı Tıklayınız
Kampımız herşeyiyle çok güzeldi. Birdaha ki hedefimiz Sapanca ! Gelmek isteyenleri bekleriz.
